29 Haziran 2019 Cumartesi

Gizli Ortaklarımızdan biri Sahibinden.com

Merhaba,

Bugün sizlere sahibinden.com'la olan ticari ilişkimizden bahsedeceğim.

Emlak sektöründe beyinlere kazınmış, olmazsa olmaz diye kanıksanmış ilan girdiğimiz bir internet portali. Artık o hale geldi ki bilgisayarın başında boş boş otursanız bile eliniz istemsiz bir şekilde sahibinden.com diye browser çubuğuna yazmaya başlıyor. İnsanlar istedikleri her şeyi orada arıyor. Tabi ki bu bizim sektör içinde geçerli. Bundan dolayı öyle bir güç haline geldi ki, bazı meslektaşlarımız sahibinden üyeliği olmayan ofisleri emlakçı olarak bile görmüyor. İşin birde prestij kısmı var. Buraya kadar her şey güzel ama şartlar biraz ağırlaşmaya başladı. Örnek vermek gerekirse kirada olan mülkümden aldığım bedel hemen hemen sahibinden.com'un aylık ücretiyle kafa kafaya mahsuplaşıyor. Bunu konuşup dile getirdiğimizde ise "e oda sizin internette ki dükkanınız" şeklinde cümleler duyuyoruz. Doğru internetin günümüzde azımsanmayacak şekilde bir gücü var. Ama ne olursa olsun her ay ödenecek bir tutar için bence fazla. Ayrıca bir ilan girdiniz 2 gün sonra kiraya verdiniz. Size sunmuş oldukları ilan haklarınızdan bir tanesi eksiliyor gibi keskin ve net Hammurabi kanunları mevcut. İşin özü evet internet çok güzel ve verimli, evet sahibinden.com portalinin arkasında dev bir kadro ve bir okadar da yatırım var bu örnekleri dahada çoğaltabiliriz. Ama kullanıcılara yükledikleri meblaları tekrardan göz geçirmeleri gerektiklerini düşünüyorum. Ayrıca bu tekelleşmenin karşısında duracak alternatiflerin (Bir çok ilan sitesi mevcut. Sonuç alamadıktan sonra bir manası yok) üretilmesini istiyorum.


25 Haziran 2019 Salı

Bu ne kentsel dönüşüm, bu ne imar barışı !

Merhaba,

Bugün sizlere uzun zamandır anlamadığım bir konu olan "Kentsel Dönüşüm" ve "İmar Affı" ile ilgili görüşlerimi dile getireceğim...

İstanbul'da kentsel dönüşüm adı altında faaliyete geçen bir projeye hepimiz şahit olduk. Lakin bu projede kullanılan isim bende ilk etapta şunu çağrıştırıyordu. Önceki zamanlar içerisinde yapılmış, projeye uyulmamış, kaçak ve çürük olan yapıların tekrardan dönüştürülmesi. Kulağa hoş gelen güzel bir fikirdi. İstanbul'un gerçekten böyle bir revizeye ihtiyacı da vardı. Fakat işleyiş tarzı gördüğümüz kadarıyla pek bu şekilde olmadı. Nerede boş arsa, nerede müstakil ev maşallah hepsi kılıç gibi binaya dönüştü. Sahil kordonları adete deniz manzarasını engelleyen kale surlarına döndü. Yıkılıp dönüşmesi gereken evlerin hepsi aynı yerinde ve tehlikeli bir şekilde durmakta. Peki soruyorum yaşadığımız kentte neler dönüştü? Dönüştüyse biz niye göremiyoruz.

İkinci bir konu ise İmar Affı,

Kentsel Dönüşüm projelerinin hızla gerçekleştiği bir zaman diliminde İmar Affı diye bir kavram birden gündeme düştü. Peki nedir bu İmar Affı. İmar Affı kabaca Devletin tanımadığı kaçak ve uygunsuz yapıların Devlet tarafından belli bir ücret karşılığı tanınmasıydı. Buraya kadar tamam o zaman sizlerin bilmem ama benim aklıma şöyle bir soru düştü. Devlet neden yıkılması yani Kentsel Dönüşüme girmesi gereken yerleri tanıyıp sen bu şekilde devam edebilirsin diyor? İki kavram birbiriyle hem zıt, hemde bir o kadar benzer konumda gerçekten inanılmaz...


Bir Emlakçının Günlüğü

Herkese Öncelikle Merhaba,

İlk yayınım da yeni açmış olduğum blog ve içeriği hakkında bilgi vereceğim.

İstanbul ilinde ikamet etmekteyim. Bulunduğum ilde Emlak sektöründe faaliyet gösteriyorum.
Amacım emlak sektöründe yaşadığım değişik anları ve sektörün olumlu olumsuz yanlarını sizlere paylaşmak.

Umarım sizlerinde ilgisi çeker.

Şimdiden hepinize teşekkür ederim.